Çarşamba, Mayıs 27, 2009

Artık gerçekten 6 yaşındayım

Geçen hafta okul arkadaşlarım ile yaptığımız doğumgünü partisinde neredeyse 6 yaşında olmuştum, ama artık tam anlamıyla 6 yaşındayım.

Yaz geliyor, Gran Via günleri başladı. Hatta hafta sonunda, ilk fıskiyelerle oyun oynama ve anneyi had safhada kızdırma işlemini başarı ile tamamladım.
Geçen hafta İsviçre'ye gittik gezmeye. Gittiğimiz yerlerin haddi hesabı yok. Ilk gun sadece Zurich şehrini gezdik. Yürümekten çok yoruldum, ama uçakla seyahat, ardından trenle Zurich'e gidiş çok heyecanlıydı. Hem de iki katlı trene bindik, üst katında oturduk.
Zurich'de en sevdiğim şey ise girdiğimiz çikolata dükkanıydı:-)

Sonra arabamızı kiraladık ve doğru Luzern'e. Ama o yorgunluğun üstüne, bir de arabadan otele yürümek, sonra bir de arabayı başka bir yere park etmek için tekrar çıkmak ve gene yürümek pestilimi çıkardı. Neyseki bi tane ortaçağ pazarına rastgeldik. Tahta kılıç aldık, dondurma yedik.

Ilk gunun yorgunlugu ile saat 9'da yatında, ertesi gun tabii saat 7'de gune basladim. Super manzarali super kahvaltimizin ardindan Pilatus'a gitmek icin yola ciktik. Once gölde vapur, sonra İsviçre'nin en dik fenikular treni. Sonra tepede bol tırmanış dolu ejderhala dağın derinliklerinde yürüyüş, sonra 50 kişilik teleferiğe biniş, sonra en

huzurlusu olan 3 kişilik minik teleferiğe biniş ve en son otobüs ile Luzern'e geri dönüş. Manzaralar süperdi. Tüm yolculuk çok heyecanlıydı, ama her birinde bir diğerine binmek için sabırsızlandığımdan, anneme ve babama göre işin tadını çıkarttırmadım.

Tüm bu yolculuğumuzu öğlene kadar tamamladık ve öğlen şehre geri gelip, yemeğimizi yedikten sonr gene annem babamla beni yürümeye zorlayarak uyuyan aslan heykeli ve buz çağı müzesine götürdü. Gene yürümekte çok zorlandım ve mızmızlandım, ama buz çağı müzesi, özellikle ayna labirenti çok ilginçti.

Aynadaki Acar ile sohbet:

Ben: merhaba arkadaşım, nasılsın?

Ben: İyiyim, sen nasılsın?

Ben de iyiyim, senin de mi kılıcın var?

Ben: Evet ortaçağ pazarından aldık, seninki de güzelmiş.

Ben: Teşekkür ederim. Hadi görüşmek üzere arkadaşım:-)

Bu yorgunluğun üstüne gene erkenden yatıp, sabah gene erkenden kalktıktan sonra, arabamıza binip doğru ulaşım müzesine gittik. Trenler, gemiler, uçaklar, teleferikler, balonlar, uzay araçları, arabalar, tüm taşıtlar hakkında herşey çok ilginçti. 3 boyutlu dinazorlar gösterisi, ve planaterium uzay filmini çok sevdim. Fenikulerlerin nasıl yukarı çıktığı, eski uçakların nasıl olduğu, uzayda hayatı, karayollarının özellikleri, ilk yolcu uçağı, gemiler için kullanılan kanal sistemleri, dağlar arası iletişim ve ulaşım sistemleri, havanın kaldırma gücü, hepsi hakkında deneyler yaptım.

Oradan çıkınca da gene arabamıza binip, bu sefer cam müzesine gittik. Camlardan bateri çaldık ve göldeki dev fıskiyeyi yönettik. Ama en ortadaki düğmeye basında en yukarı çıkan fıskiye çalıştı.

Ertesi gü dönüş yolculuğu için gene erkenden yola çıktık. Babamın homurdanmaları ve yolları bilmemenin stresi bir yana havaalanına ulaştık ve evimize döndük. Ben İsviçre'yi İtalya'dan bile çok sevdim. Keşke gene gitsek.