Bebek Acar'in bebek dünyası. Ben: Ben aslan oldum Anne: Ama aslanlar yemeklerini bitirir Ben: Ben yemek yemeyen aslan olmak istedim
Pazar, Aralık 21, 2008
Lego şehrim, son hızla büyüyor
Salı, Ekim 21, 2008
Rekor kırdım
Ben: Yaşasııın, rekor kırdım.
Ben: Ama, merak etme yapıştırcam.
Anne, baba: ?!?!?!?!?!
Salı, Ekim 07, 2008
Dişsiz Acar
Pazartesi, Ekim 06, 2008
Tatilde maceradan maceraya koştuk.
İlk gün kocaman Şelale'yi görmek için tekne turuna çıktık. Biraz ıslandık tabii.
Sonra maceramız, Kurşunlu şelalesi ile devam etti. Şelalenin arkasına geçmek ilk önce beni biraz korkuttu, ama babamla geçince korkmadım. orada, mağaralardan geçtik, balıkları besledik, piknik alanında yürüyüş yaptık.
Ertesi gün sabah, güne Kemer macerası ile başladık. Parkta oyun oynadık, dondurma yedik. Sonra günün harabesi, Phaselis'e gittik. Su kemerleri, tiyatro, ve hamamı çok sevdim. Donsuz denize giren çocuk da çok ilginçti. Ne kadar ayıp.
Pazartesi, Eylül 08, 2008
O üzümler bana lazım
Baba: Acar bu ayaklarındaki üzümler çok tatlı gözüküyor, ben onları yiyiversem olur mu?
Ben: Olmaz, öğretmen beyaz çizgide sıra olun dediği zaman, o parmaklarımı çizginin önüne koymam gerekiyor.
Baba: Peki şu yanağı ısırsam, bak bomboş duruyo orda?
Ben: Olmaz, oraya yiyecek depoluyorum, sonra yutuyorum.
Baba: Kulağını ısırsam ne olur?
Ben: O zaman duyamam seni, mesela deneyelim, sen şimdi bişey söyle.
Baba: Acaaar.
Ben: Efendim, duyamadım.
Baba: N'apiyosun?
Ben: Duyamadım.
Baba: Bir sürü şeker almıştım, sana versem mi diyorum, ama duyamıyorusn tabii.
Ben: Ben şeker istiyom.
Baba: Hani duymuyodun.
Ben: Duymadım, tesadüfen istedim.
Baba: E nereni ısırabilirim?
Ben: Şu bacağımdaki tüyleri ısırabilirsin.
Perşembe, Ağustos 21, 2008
Yazlık muhabbetleri
Gran Via'da komşu teyze ile muhabbet:
Komşu Teyze: Acar sen ne kadar akıllısın öyle
Ben: Sen benim adımı nerden biliyosun?
Komşu Teyze: E annen söylerken duydum.
Ben. Senin adın ne?
Komşu Teyze: Oya.
Ben: Ne Boya mı? Ne komik isim.
Komşu Teyze: Boya değil, Oya!!!
Ben: Tamam, tamam kızma, şaka yaptık, sen de hiç anlamıyosun.
Komşu Teyze: ?!?!?
Ama yeni evimizde yatağıma daha alışamadım. Bi başka muhabbet:
Anne: Acar ben bu sabah bi baktım sen yatağında yoksun. Sonra aşağı bi indim baktım koltukta uyuyosun. ne zaman geldin oraya?
Ben: Gece yarısında, sabah oldu zannettim, ama baktım daha gece yarısıymış, yani dünyanın öbür yarısı öğlen yemeğini yerken.
Anne: Isırırım seni akıllık bıdık.
Bu arada Mars'ın dünyaya yaklaşmasını ve ay tutulmasını göslemledik.
Pikabu, Annane, Ece, Serseri Yetkin ve bilimum bulunanlar: Yaa, havalar çok sıcak, İzmir 42 dereymiş, gece uyuyamadık, vs.
Ben: Bence Mars dünyaya yaklaştığı için hava bu kadar sıcak, çünkü Mars çok sıcak bir gezegen.
Pikabu: Yaa, ben Mars'a gitmek istiyordum, gitmeyeyim mi?
Ben. Kesin ölürsün, ama istersen gidebilirsin.
Pikabu: Yok o zaman istemem. Peki Mars bu etrafında bişey olan gezegen miydi?
Ben: Hayır, o Satürn gezegeni
Pikabu, Annane, Ece, Serseri Yetkin ve bilimum bulunanlar: ??!!?
Şükür sonunda olimpiyatlarda bir altın madalya aldık. Annemde fotoğraf tembelliği hat safhada.
Pazar, Ağustos 10, 2008
olimfiyatları seyrediyom boyuna
Topçu'da replik:
Ben: Anne ben şu tatlıdan yiycem,
Anne: Ha tamam, şekerpare.
Ben: Hani onun bıyığı, kuyruğu, bu nasıl şekerfare
Anne: He he he.
Salı, Temmuz 22, 2008
Bir adaya gitsem
Ben. Kürek
Anne, baba:??
Ben: Belki hazine vardır.
Anne: Güzel, peki başka?
Ben: Kolluk. Adanın etrafında yüzebilmek için
Anne, baba: He, he, süper:-), Başka
Ben: Iıı, şeyyyy, yemek pişirmek için bişeyler.
Baba: Peki biz?
Ben: Bi de sen, bi de sen (anne ve babayı kastederek)
Perşembe, Temmuz 17, 2008
Bu yaz işini sevdim ben
Anne. Neden oğlum?
Anne. Neden oğlum?
Anne. Neden oğlum?
Anne. Neden oğlum?
Pazartesi, Haziran 02, 2008
Dogum gününde hediyelere boğuldum
Pazar, Mayıs 25, 2008
Lugano
Perşembe, Mayıs 08, 2008
Bahar ne güzel, özellikle 26 Mayıs
Bir de bisiklet turuna katıldık anne ve modelle. Cumhuriyet meydanında ilk önce tüm bisikletliler toplaştık. Ben tabii kuşların peşinden bisikletle kovalamaca oynayarak, pilimin yarısını daha meydanda beklerken harcadım. Sonra bütün herkesle beraber yola çıktık. Çok hızlı kullanmaya çalıştım bisikleti ama herkes beni geçti. Konakda alt geçitten geçmek de en zoru oldu.
Sonra bir gün, Bora ve Yağmur ve Efe ile sinemaya gittik. Horton. Orda da ağladım, çünkü diğerleri film sırasında sinemanın içinde 8 tur attı, ben sadece 2 tur attım ve annem bana kızdı. Nedense bu sinema patlamış mısırlar bitince sıkıcı hale geliyor.
İtalya'dan misafir geldi evimize, Barbara. Çok iyi anlaştım. üzüldüm sonra gittiğini öğrenince. Bir sürü oyun oynadık beraber. Nysa festivaline gittik. Ama Barbara ile el pişirmece oynamak, kılıç kalkan ekibini seyretmekten daha zevkliydi.
Geçen sene olduğu gibi, bu sene de ege rallisi vardı. Ama bu sefer dağlara çıkmadık. Sadece Forum Bornova'da Start'a gittik. Süper gürültülüydü. 45 arabanın tek tek start almasını seyrettik. Hep kulaklarımı tıkadım.
Ve geçen hafta sonu arkadaşlarımla Brunch'a gittik. İşte bu da gölgede dondurma keyfi yaparkene. Ama burda da ağladım bol bol. İlk önce golf sopası bulamadık diye. Sonra, golf topunu kaydıraktan atamadım diye.
Salı, Nisan 08, 2008
Yaşasın tatil
Bikaç hafta önce Ayşegül geldi İzmir'e. Bol bol gezdik, yedik, içtik. Ama en önemlisi gece saat 1'e kadar onun getirdiği Monopoliyi oynadık. Elektronik. Eskiden, taş devri zamanında para varmış monopolilerde. Şimdi para yok, kasa rahat.
İşte bu yüzden başka kardeş, mardeş istemiyom. Tüm doğumgünlerinde mum söndüren tek kişi benim, hihahahahaha.
Dayının Doğumgünü
berber Yusuf amcada replik,
Ben: Yusuf, sen kepçeyi sür, ben kırmızı arabayı
Yusuf: Tamam hadi geç karşıya
Tatil ne demeyin. Bu Işıkkent bahar tatili. Oh ne güzel, bugün park Bornova, dün forum, yarın hayvanat bahçesi. Sefam olsun.
Cuma, Mart 07, 2008
Şubat-Mart gelişmeleri
Pazartesi, Şubat 18, 2008
Pazartesi, Ocak 28, 2008
Rozella'ya davet
- Baba, seni Rozellaya davet ediyorum!
- Nereyeee?!
- Rozellayaa!
- Düello olmasın!?...
- Tamam Divellaya davet ediyorum o zaman!
- Hemmen geldim!!
Babamın üzerime atlayıp sıkıştırmasıyla son bulan Divellayı babam kazandı.
Pazartesi, Ocak 14, 2008
Susadım
Pazar akşamı yemek sofrasında oturuyoruz. fenerbahçe 2-2 berabere kalmış, baba maç yorumlarını dinlemeye çalışıyor, ben de laf kalabalığı yapmaya çalışıyorum.
Baba: Oğlum, sessiz ol, bak Fenerbahçe berabere kalmış.
Ben: Neden berabere kalmış?
Baba: (Sinirli bir şekilde) Susarsan dinliicez.
Ben: Susadım, hi hi hi
Anne koptu, baba gülcek, gülemiyo.
Pazartesi, Ocak 07, 2008
Dolama
Annem: Acar, parmağına ne oldu?
Ben: Okulda kapıya sıkıştı. Sınıftan çıkıyorduk, Efe, kapıyı kapattı, benim elim de sıkıştı.
Bi başka gün;
Babam: Acar, parmağına n'oldu?
Ben: Tencereye değdim, yandı.
Babam: Pek yanmışa benzemiyor.
Bi başka gün:
Ece: Acar, parmağına n'oldu?
Ben: Motorlu arabam vardı, 2 pilli. Onların kablolarından elim yandı. Ama 3 pilli olsaydı yangın çıkardı.
İşte böyle, her seferinde değişik hikayeler uydurdum, ama sonunda annem ve babam beni doktora götürdü ve parmağım dolama olmuş. Doktor iğne yapcak diye çok korktum, ama yapmadı, sadece ilaç verdi.
Yeni yıla da girdik bu arada tüm dünya ile beraber. Yeni yıl gecesinde annanede kaldım. Annane ve Yılmaz amcayla havai fişekleri seyrettim.
Ama yeni yılı hiç sevmiyom, çünkü yeni yılla beraber annem artık 5 yaşında olduğumu ve kendi yatağımda yatmam gerektiğini söyleyerek beni yatağından sepetledi. Gece defalarca onun yanına gitmeye çalışıyom ama hemen uyanıyo. Ama dün onu uyandırmadan yatağına gidip, yanına yatmayı başardım, he he he:-)
Artık spor yapıyom evde. 2 tane dambılım var. Bugün eve gidince, dambıl rafları resmi de yapıcam. Her rafa farklı renkte farklı ağırlıkta dambıllar.
Ve son olarak piyango bileti repliği:Yılbaşından 3 hafta önce, carefour'dan 3 tane yılbaşı piyango bileti aldık.
Ben: Anne, bunlar n'olcak?
Anne: Hani televizyonda toplar dönüyo ve rakamlar çıkıyo ya. Eğer o rakamlarla, bizim rakamlarımız aynı olursa, tatile gidicez.
Ve ertesi gün sabah, İsmihan anne eve gelir.
Ben: İsmihan anne biz piyango bileti aldık.
İsmihan Anne: Öyle mi, n'apcaksınız para çıkınca.
Ben: Tatile gitcez.
İsmihan Anne: beni de götürecek misin?
Ben: Hayır götüremeyiz, çünkü 3 tane bilet aldık. Sen de bilet al, sen de gel.
Anne ve İsmihan Anne: Hi ho ha ha...